12Ummah-Trk

Haziran 2023'te Uttarakhand'da başlayan Müslüman karşıtlığı kuzey Hindistan'a büyük bir hızla yayılıyor. Hindu grupların Müslümanlara ait işletmeleri hedef aldığı, dükkanları tahrip ettiği ve cami yıkımları için çağrıda bulunduğu Madhya Pradeş ve Himaçel Pradeş'te de benzer olaylar yaşanmaya başladı. Bu büyüyen toplumsal şiddet dalgası, Hindistan'ın mevcut sosyo-politik iklimine kök salan dini tahammülsüzlüğün bir yansımasıdır.

Uluslararası Hindistan Müslümanları Konseyi (ICIM) 1992'den bu yana yaklaşık 350 caminin yıkıldığını ve 40.000 caminin de Hindutva güçlerinin hedefinde olduğunu bildiriyor. Dün Uttar Pradeş'te bir cami önceden hiçbir uyarı yapılmadan, cemaati şok içinde bırakılarak yıkıldı. ICIM bu eylemleri RSS'nin İslam tarihini silmek ve İslam'ın Hindistan'daki varlığını ortadan kaldırmaya yönelik daha geniş kapsamlı stratejisiyle ilişkilendirmektedir.

Maulana Kaleem Siddiqui ve Mohammed Umar Gautam'ın din değiştirme suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılmaları, Hindistan'da Müslümanlara uygulanan eşitsizliği bir kez daha gösterdi. Diğer taraftan, Hindu rahip KK Shankdhar 120 Müslüman kadını Hinduizm'e geçirdiğini açıkça itiraf etmesine rağmen herhangi bir yasal yaptırımla karşılaşmadı. Bu tezat, Hindutva iktidarında yasaların seçici bir şekilde uygulandığını ve Müslüman karşıtlığının arttığını göstermektedir.

Uttar Pradeş'in Pilibhit kentinde Cengiz Han adlı Müslüman bir genç, Sanjay Mishra liderliğindeki bir grup Bajrang Dal üyesi tarafından kaçırılarak acımasız bir şekilde darp edildi. Videoya kaydedilen saldırı, eyalette Müslümanlara karşı artan şiddet olaylarına ilişkin endişeleri arttırdı. Hastaneye kaldırılan Cengiz'in hayati tehlikesi devam ederken, adalet ve güvenlik çağrıları da arttı.

Racastan'da silahlı inek koruyucuları tarafından gerçekleştirilen ve Müslüman nakliye işçilerini hedef alan şiddetli bir saldırı gerçekleşti. Polis Hızlı Müdahale Ekibini suçlarken, sosyal medya kullanıcıları olaya kanunsuz grupların müdahil olduğunu ifşa etti. Giderek artan olaylara rağmen Modi yönetiminin ve yargının sessiz kalması, uluslararası toplumu adalet için adım atmaya çağırıyor.

Hintli Müslümanlar Hindutva radikalleri, polis ve idarenin düzenlediği saldırılar da dahil olmak üzere yoğun bir şiddetle karşı karşıya. Son zamanlarda yaşanan olaylar sağlık sektöründeki krizin altını çizmektedir: 60 yaşındaki Gulab Khan, Uttar Pradeş'te yalnızca bir soru sorduğu için bir sağlık görevlisi tarafından saldırıya uğradı. Ayrıca, asistan bir doktor hasta annesinin gözleri önünde refakatçi oğlunu acımasızca darp etti. Müslümanlar artık hastanelerde bile güvende değiller.

Uttar Pradeş, Müslümanlara karşı ayrımcılık ve nefret olaylarının sıkça yaşandığı, Müslüman karşıtlığının merkezi haline gelmiştir. Bu olaylar arasında Müslüman öğrencilere karşı şiddeti teşvik eden, Müslümanlara karşı nefret yayan ve Müslüman çocukları okuldan atan öğretmenler de yer almaktadır. Bu olaylar katı Hindutva siyasetinin hâkim olduğu eyalette Müslümanlara yönelik artan baskının altını çizmektedir. Benzer olayların linkleri: https://rumble.com/v3eq8wu

Arap ülkeleri de dahil olmak üzere Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler Hindu tapınaklarının inşasına izin verirken, Hindistan Modi hükümetinin yönetimi altında camilerin ve Müslümanlara ait mülklerin yıkılmasına tanık oluyor. Himaçel Pradeş'te Hindutva destekçilerinin bir caminin yıkılmasını talep etmesi, laik partiler tarafından yönetilen eyaletlerde bile Müslüman karşıtı duyguların ne denli yayıldığının bir göstergesidir. Aktivistler muhalefetin bu saldırılar karşısındaki sessizliğini eleştiriyor.

Dün, yaşlı bir Müslüman adamın dış görünüşü nedeniyle saldırıya uğradığı bir olayı aktarmıştık. Bugün ise Hacı Eşref Munyar isimli bir başka yaşlı Müslüman trende Hindu radikaller tarafından saldırıya uğradı ve asılsız bir şekilde sığır eti taşımakla suçlandı. BJP'nin son seçimlerde aldığı düşük oy oranı ve muhalefetin önemli kazanımlarının ardından bu tür şiddet olaylarının azalacağı düşünüldüyse de bu olaylar Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının arttığını göstermektedir. Bir önceki olayın linki: https://rumble.com/embed/v5awkcd

Hindu Raksha Tugayı üyeleri Uttar Pradeş'te bufalo eti taşıyan bir kamyona yanlışlıkla sığır eti zannederek saldırmış, şoför ve temizlik görevlisini acımasızca darp etmiştir. Bufalo etinin yasal olmasına rağmen, hükümetten cesaret alan Hindu radikaller yasaları giderek daha fazla kendi ellerine alarak demokrasiyi tehdit etmekte ve hukukun üstünlüğünü zayıflatarak azınlık topluluklarını tehlikeye atmaktadır.

Hindistan'da görünür Müslümanlara yönelik şiddet olayları, Modi yönetiminin politikaları nedeniyle giderek artıyor. Müslümanlara tecavüz eden veya öldüren hüküm giymiş suçluların serbest bırakılması Müslümanlara yönelik saldırıları arttırmıştır. Geçtiğimiz günlerde Uttar Pradeş'te yaşlı bir Müslüman adama yapılan saldırı, takke ve sakal gibi görünür Müslüman kimliğinin yol açtığı ve zehirli bir siyasi iklimin körüklediği bir tehdidi gözler önüne sermektedir.

Arap dünyası, Hindu bir rahibin Hz. Muhammed'e yönelik aşağılayıcı sözlerine rağmen sessizliğini koruyor. Bu arada Hindistan'da Müslüman siyasetçi Imtiaz Jaleel, rahip Ramgiri'yi protesto ettiği için tutuklandı. Bunun üzerine iki Müslüman kardeş, Ramgiri tutuklanana ya da kendileri ölene kadar bir şey yiyip içmemeye yemin ederek açlık grevine başladılar. Haberin tamamı burada: https://rumble.com/v59bgux

Hamile ve karnında bir çocuk taşıyor, ancak öldürülen Filistinli çocukların isimlerini dinlemeyi reddediyor. Ayrıca İsrail'e bütçe ve silah yardımı yaparak daha fazla ölüme yol açan bir partiye oy veriyor. Nikki Haley üzerinde “Hepsini bitirin” yazan bir bombayı bile imzaladı. İsrail'in Gazze'ye yönelik yasadışı ve yıkıcı saldırılarının 320. gününde 16.456 çocuk öldürülürken yaklaşık 5.000 çocuk hala enkaz altında.

Hindu Raksha Tugayı üyeleri Uttar Pradeş'te bufalo eti taşıyan bir kamyona yanlışlıkla sığır eti zannederek saldırmış, şoför ve temizlik görevlisini acımasızca darp etmiştir. Bufalo etinin yasal olmasına rağmen, hükümetten cesaret alan Hindu radikaller yasaları giderek daha fazla kendi ellerine alarak demokrasiyi tehdit etmekte ve hukukun üstünlüğünü zayıflatarak azınlık topluluklarını tehlikeye atmaktadır.

Şimdi bir Hindu rahip olan eski UP polis memuru KK Shankhdhar, “Bhagva Aşk Tuzağı” yoluyla Müslüman kadınları Hinduizm'e döndürmek için tartışmalı bir misyona liderlik ediyor. Hindutva grupları tarafından desteklenen Shankhdhar, eğitimli Müslüman kadınları hedef almak için sosyal medyayı kullanarak 2008'den bu yana yaklaşık 120 din değişikliği gerçekleştirdi. “Ghar Wapsi” kampanyasıyla bağlantılı eylemleri önemli etik ve dini kaygılara yol açmaktadır.

Hindutva radikalleri Bihar'ın Samastipur bölgesinde inek koruyuculuğu bahanesiyle Müslüman bir nakliyeciye polisin gözleri önünde saldırdı. Narendra Modi'nin 2014'te iktidara gelmesinden bu yana, BJP'nin zaferinden güç aldığını iddia eden kanunsuz gruplarla birlikte bu tür olaylar da artış gösterdi. Bu organize olmayan ve genellikle silahlı çeteler, şiddet eylemlerinin videolarını sosyal medyada paylaşarak diğer kanunsuz gruplara da ilham veriyorlar.

Uttar Pradeş'in Muzaffar Nagar kentinde tarihi bir cami, cezaevi yetkilileri tarafından herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın mühürlendi. Cami cemaati 15 Ağustos'ta camiyi mühürlenmiş halde bulurken, polis caminin cezaevine yakınlığını gerekçe göstererek namaz kılınmasını engelledi. Caminin Yogi Adityanath yönetimi altında kapatılması Müslümanlara karşı ayrımcılık yapıldığı endişelerine yol açtı.

Hindu rahip Ramgiri'nin Hz. Muhammed hakkında tartışmalı yorumlarda bulunmasının ardından Maharashtra'da patlak veren protestolar, geçmişte küresel tepkilere yol açan olaylarlı akla getirdi. Laik siyasi partiler Müslümanlardan gelen tepkilere rağmen büyük ölçüde sessiz kaldılar. Ancak Imtiaz Jaleel, Waris Pathan ve Asaduddin Owaisi gibi Müslüman siyasetçiler polise şikayette bulunarak Hindistan'da süregelen dini gerilimlere dikkat çektiler.

Madhya Pradeş'te Bölge Tahsildarı Sanjeev Shrivastava, iki Hindu gencin ölümüyle sonuçlanan bir çete savaşının ardından Müslüman şüphelilerin evlerinin yıkılması emrini verdi. İlk gencin Hindu çeteciler tarafından öldürülmesine rağmen Shrivastava, "Hindu-Müslüman çatışması "nı gerekçe göstererek Müslüman şüphelileri hedef aldı. Bu da bölgedeki Hindutva gündemiyle uyumlu ayrımcı eylemlerin altını çizmektedir.

Geçtiğimiz günlerde viral olan bir videoda, bir yolcunun trende namaz kılan Müslümanlara tepki gösterdiği, ancak benzer şekilde dua eden Hinduların hiçbir itirazla karşılaşmadığı görülüyor. Bu durum endişe verici bir eğilimin altını çiziyor: Hindutva grupları toplumdaki ayrışmayı ve düşmanlığı körüklüyor. Bu olaylara karşı herhangi bir tepki gösterilmemesi, gruplar arası anlaşmazlıkları körüklemeye çalışan daha geniş bir plana işaret etmektedir.

Hindutva grupları tarafından Hinduların Bangladeş'te saldırıya uğradığına dair sahte haberler yayılıyor. Buna karşılık olarak bu gruplar Uttar Pradeş'te Bengalce konuşan Müslümanlara saldırarak evleri yakıyor ve şiddet kullanıyor. Pinky Chowdhury liderliğindeki Hindu Muhafız Grubu bu saldırıları intikam olarak nitelendiriyor. Bir görgü tanığı Müslümanlara karşı şiddet uygulandığını, hatta onları korumaya çalışan Hindulara da tehditler yöneltildiğini bildirdi.

Hindutva grupları Müslümanlara karşı nefreti körüklemek için aşağılayıcı sloganlar kullanmakta ve Bangladeş'teki Hindu tapınaklarına saldırıldığını iddia etmektedir. Bu eylemler Hindistan'ı bir Hindu ulusu olarak göstermeye yönelik daha geniş bir stratejiyi yansıtmaktadır. Uzmanlar bu artan düşmanlığın ayaklanmalara, iç savaşa ve hatta Müslüman soykırımına bile yol açabileceği konusunda uyarıyor. Küresel Müslüman toplumu bu durumu engelleme çalışmalıdır.

Müslüman bir 9. sınıf öğrencisinin sakal bıraktığı için okuldan atılması, Hindistan'da yükselen Müslüman karşıtı duygulara dikkat çekti. Okul müdürü okulların medrese olmadığını ve sakalın da yasak olduğunu söyledi. Modi hükümetinin etkisiyle gerçekleştiği düşünülen bu olay, Hindistan'ın laik ve kapsayıcı değerlerini tehdit eden, artan hoşgörüsüzlüğü ve iç karışıklık ya da potansiyel bir Müslüman soykırımı yönündeki korkuları yansıtmaktadır.

Bangladeşli Müslümanlar, Şeyh Hasina rejimi altında en az 700 kişinin öldüğü ve 2.700'den fazla kişinin yaralandığı ağır bir zulüm altında ezilmektedir. Protestolar, daha az eğitimli kişileri kayıran tartışmalı bir kota sistemi ve Özgürlük Savaşçıları sertifikalarının satışında yolsuzluk yapıldığı iddiaları üzerine patlak verdi. Şiddet içeren baskılara rağmen öğrenciler şeffaflık ve istihdam talep ederek hükümetin yolsuzluğu ve şeffaflık eksikliğine ilişkin duydukları rahatsızlığı belirtiyor.

OpIndia, Müslüman erkeklerin hac sırasında kadınlara dokunarak, vücutlarına sürtünerek ve parmaklarını kullanarak onları taciz ettiğini ve ardından Elhamdülillah dediğini belirtti. Uluslararası Müslüman toplumu, Hindutva'nın Hindistan'ın ötesine uzanan İslam karşıtı faaliyetlerini daha fazla ilerlemeden durdurmaya çağırıyoruz.