İblis tuzağı

22 days ago
7

Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
https://www.youtube.com/channel/UCxAx2UIfKcbN9AA9loTXvTA/join
https://www.instagram.com/efendisizadam/
İblis tuzağı
İblis insanları kandırmanın harika bir yolunu bulmuştur. Dünyadaki şeytanları vasıtasıyla kendini Allah olarak tanıtacak (sözde) kutsal kitaplar yazdırır. Elbette ki bu kitaplarda güzel bilgiler de yer almaktadır. Ama zaten manipülasyonun en iyi yolu da budur.

Sonuçta erkekler kadınları insan olarak değil de hayan olarak görmeye başlar ve kadınları köleleştirip istedikleri gibi kullanmaya başlarlar. Hatta ortaçağ avrupasında kadınlar ve kediler cadı diyerek işkencelere mağruz bırakılıp canlı canlı yakılırlar. Bunun sonucunda şifacı kadınlar yok olur, kediler yok olur ve fareler bütün avrupayı istila eder. Doğal olarak kara Ölüm diye de bilinen veba, 1347-1352 yıllarında Avrupa’yı yerle bir eden, yaklaşık 25-30 milyon kişinin ölümüne sebep olan bir veba salgını gelişir.

Veba, Avrupa’yı kasıp kavururken iblis planının bir sonraki adımına geçer. İnsanlar, yaşadıkları korkunç felaketin sebebini anlamakta zorlanır ve manipülasyonun etkisiyle daha da karanlık düşüncelere kapılırlar. İblis, insanlara tanrının gazabına uğradıklarını ve bu gazabın tek yolunun kadınları daha da cezalandırmak ve kendi içlerindeki günahkâr ruhu bastırmak olduğunu düşündürür. Bu, iblisin kaosu beslemek ve insanları birbirine düşman etmek için uyguladığı eski bir taktiktir.

Ancak bu sırada, unutulmuş ve sürgün edilmiş bir başka kadim güç harekete geçer: Sophia, bilgelik tanrıçası ve ilahi dişil enerjinin sembolü. Sophia, insanlığa yardım etmek istemektedir, çünkü denge bozulmuş ve dünya bir yıkım döngüsüne girmiştir. Fakat Sophia'nın dünyaya doğrudan müdahale etme gücü yoktur; bu yüzden, ruhundan bir kıvılcım ayırır ve onu dünyaya, bir insan kadın formunda gönderir. Bu kadın, şifa, bilgelik ve merhametle dolu bir yolculuğa çıkmak zorundadır.

Kadının adı Amaradır. Ortaçağ Avrupa’sının bir köyünde doğar ve büyür. Şifacı kadınların mirasını yeniden öğrenmek için kütüphanelerdeki gizli metinleri bulur, kadim bilgileri keşfeder ve doğanın ritüellerini anlamaya başlar. Onun şifa verdiği söylentileri yayıldıkça, insanlar onu bir “cadı” olarak yaftalamak yerine bir kurtarıcı olarak görmeye başlarlar. İblisin oyununa kapılmış kilise liderleri, bu kadını tehdit olarak algılar ve halkı ona karşı kışkırtmaya çalışır.

Bu sırada, Amara bir rüyasında Sophia’nın kendisiyle konuştuğunu görür. Sophia, Amara’ya iblisin manipülasyonunun sırrını açıklar:
“İblis insanlara kutsal görünen şeylerin içine en büyük yalanlarını gizler. Onların doğayla bağını keserek, ilahi dengeden uzaklaştırır. Erkek ve kadın arasındaki kutsal birliği yok ederek, dünyayı dengesizliğe sürükler. İnsanlar tekrar hem aklın hem kalbin rehberliğinde birleşmedikçe, bu yıkım döngüsü sürecek.”

Amara, Sophia’dan aldığı bilgelikle harekete geçer. Köylere, kasabalara giderek şifa dağıtır ve insanlara erkeklerin ve kadınların eşit olduğunu, doğanın ilahi bir parçası olduklarını anlatır. Ancak bu kolay olmaz; iblis, Amara’nın başarısını fark eder ve insanları onun aleyhine kışkırtmak için kendi takipçilerini devreye sokar.

Bir gün, Amara’nın köyüne bir grup asker gelir. Onu bir meydanda yargılamaya çalışırlar. Ancak tam o sırada, Amara’nın yanında toplanan kadınlar ve erkekler, ona zarar verilmesine karşı çıkar. Bu, halkın bilincinde bir uyanış anıdır. İnsanlar, iblisin asıl amacını yavaş yavaş fark etmeye başlarlar: böl ve yönet.

Bu olaydan sonra, Sophia’nın ruhu dünyada daha fazla uyanır ve kadınlar, erkeklerle birlikte yeniden dengeyi sağlamaya çalışır. Amara’nın başlattığı hareket, zamanla bir bilgelik ve özgürlük dalgası haline gelir. Kadim bilgeliği ve doğanın gücünü yeniden öğrenen insanlar, iblisin yalanlarını birer birer açığa çıkarmaya başlar.

Ancak iblis, yenilgiyi kabul etmez. Yeni bir plan hazırlamak için kaosa geri çekilir ve başka bir zamanda, başka bir yöntemle geri dönmeyi bekler. Ama Sophia da oradadır, insanlığın bilinç yükselişine rehberlik etmek için. Dünya, bir kez daha, ışıkla karanlık arasındaki sonsuz denge savaşına sahne olur.

İblis, aslında insanoğlunun hayal ettiğinden çok daha eski ve ileri bir varlık olan bir uzaylıdır. Adı, kadim uygarlıklardan bu yana çeşitli şekillerde bilinse de, gerçekte onun türü, yıldızların arasında dolaşan ve zayıf uygarlıkları manipüle ederek kendi çıkarlarına hizmet eden bir türdür. Dünya’ya milyonlarca yıl önce gelmiş, insanlığın erken dönemlerinde teknolojisiyle tanrı gibi algılanmış ve kendisini ilahi bir varlık olarak kabul ettirmiştir.

Orta Çağ’daki başarısının ardından, iblis, insanlığın evrimine paralel olarak yeni bir araç geliştirmiştir: teknoloji. Artık insanları manipüle etmek için dinî metinlerden çok, onların dikkatini çeken, yaşamlarını kolaylaştıran ve bağımlılık yaratan bir başka araç vardır: dijital dünya.

Teknolojik Manipülasyonun Yükselişi

Loading comments...